Ülkemizde dil öğrenimi halen bir netice bulamadı. Milli Eğitim bakanlığı başta olmak üzere ülke olarak dil öğretimine büyük emekler ve paralar harcıyoruz fakat netice alamıyoruz.
Dil öğrenimi benim gözümde bir yetenek işi değildir. Herkeste "Bu çocuğun dile bir yatkınlığı var, kabiliyeti veya yeteneği var." gibi cümleler duyuyorum. Fakat dünyadaki insanlardan sağlık sıkıntısı olanlar dışında dil öğrenemeyen var mı? Demek ki bütün insanların dile bir yatkınlığı var. Fakat nasıl öğrendiğimiz, öğrenme arzumuz, öğrendiğimiz çevre v.b gibi kavramlar dil öğreniminde belirleyici unsurlar oluyor.
Dil Öğrenilirken yapılan en büyük hatalar nelerdir?
1- Motivasyon eksikliği: Bir insan eğer bir işe severek başlamazsa o işi yapma ihtimali çok düşük olur. Yapsa/başarsa bile sıkıntılar veya eksiklikler olur. Bu yüzden dil öğreniminde motivasyon kavramını ilk sıraya koyuyoruz. İlk önce dil öğrenmeye istek ve arzu duyacağız. Motivasyonumuzun da hep yüksek seviyelerde olmasını sağlayacağız.
2- Dili kullanın: Dil öğrenenlerin yaptığı hataların başında öğrendikleri dili kullanmamaları geliyor. "Türkiye şartlarında kullanılacak bir yer mi var?" diye sorabilirsiniz fakat dili kullanmak için hangi ülkede/şehirde/köyde yaşadığımızın bir önemi kaldı mı? Teknoloji ve Bilişim çağı olarak geçen 21. yy'da internet tabanlı programlar veya web siteler yardımıyla çok rahat bir şekilde öğrendiğiniz dili kullanabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse İngilizce öğreniyorsunuz. Günde 3-4 saat kursa gidiyorsunuz veya özel dersler alıyorsunuz. Öğrendikleriniz 3-4 saat ile sınırlı kalıyorsa; öğrendikleriniz defterinizde, defterinizde bir köşede kalıyorsa mümkün değil. Hiç bir dili öğrenemezsiniz. Facebook, Skype gibi program veya sosyal medya sitelerinden İngilizce öğrenebilmenize yardımcı olacak insanlar bulun.
3- Sözlük karıştırın: Dil öğreniminde sözlük kullanımı çok önemlidir. Anlamını bilmediğiniz ve merak ettiğiniz kelimelerin türkçe karşılıklarını hemen not edin. Bu kelimeyi hayatınızda 3-4 kere kullandığınız taktirde bir daha unutma gibi bir şansınız olmayacak. Şunu da unutmayın; 78 bin ana kelimenin bulunduğu dilimizde insanlarımız ortalama 400 gündelik kelime kullanıyor. Bu da demektir ki gündelik dilden 300-600 aralığı bir kelime bilgisine sahip olursak bir dili konuşabiliriz.
4- Penfriend (Mektup Arkadaşı): Bazı siteler aracılığı ile öğrenmek istediğiniz dili kullanan bir mektup arkadaşı edinmeyi ihmal etmeyin. Bu yolla okuma ve yazma becerinizde gözle görülür bir artış olacaktır.
5- Yabancı Şarkı dinleyin: Benim bizzat şahit olduğum ve faydasına inandığım bir uygulama. Liseden sınıf arkadaşım sürekli yabancı şarkı dinlerdi. Bu sayede hep pronounciation (telafuzu) hemde o dile yatkınlığı arttı.
6- Yabancı Dizi/Film izleyin: Bu önerimi ilk başlarda Türkçe alt yazılı olarak yapın. Daha sonrasında ise İngilizce alt yazıya çevirin. En sonunda alt yazı olayını tamamen ortadan kaldırın. Listening (Dinleme) beceriniz ne kadar hızlı gelişirse alt yazılardan o kadar çabuk kurtulacağınızı unutmayın.
7- Hedef dilde kitap okuyun: İngilizce öğrendiğinizi varsayalım. Eğer temeliniz yoksa ve en başlardan başlıyorsanız çocuk hikayeleri ile kitap okuma serüvenine başlayın. Bunda kızacak veya utanılacak bir durum yok. Kendinizi o dili yeni öğrenen bir çocuk hatta bebek olarak düşünebilirsiniz.
Sonuç itibari ile 7 tane alt başlık saydım fakat bunların özü yine 2 başlık.
- Dil Öğrenirken motivasyonunuzu yüksek tutun
- Öğrendiğiniz dili hayatınızda mümkün olduğunca çok kullanın
Ankara'da bir bebek doğuyor. Bu bebek ilk önce ailesinden ve çevresinden o dili duyuyor. Daha sonra televizyon ve diğer araç-gereçlerden o dile maruz kalıyor. Dışarıya çıkıyor arkadaşlarıyla o dili konuşuyor. Okula gidiyor yine o dili kullanmak zorunda. Bu yüzden bir dil en güzel o dilin konuşulduğu yerde öğrenilir deniliyor. İmkanınız varsa o yere gidin, yoksa o yerdeymişçesine o dili kullanın.
